Tesirsiz Sözler 7

Korkuyorum yine başlamaya.. Yazma korkusunu hissetmeye gene başladım.. Elbette sana değil, genel olarak… Peki ne oldu dersin bana? Korkunç bir anlamsızlığa doğru dalıp gidiyorum. Belki de kişiliğimin yerine oturduğu bir zaman dilimine denk geldim, kim bilir… Ama durumum nasıl olursa olsun, kendimi toplamaya yetecek kuvvetten yoksunum. Bu halimin tıpta bir karşılığı var mı diye bakındım. Sanıyorum “Nevrasteni”yim. Peki olursam ne olur? Bilmiyorum ne olur…

Okumaya devam et

Tesirsiz Sözler 6

Bir zamanlar aşkın, sevginin, tutkunun iyileştirici gücüne, insanı değiştirebileceğine inanırdım… Kendimi bildim bileli bu yüce duygularla yaşadım. Her ne yaptıysam; aşkla, tutkuyla, değer vererek, severek yaptım. Her şeye sevgiyle, muhabbetle, merhametle baktım; hiçbir karşılık beklemeden sevdim, saygı duydum, hürmet ettim, zaman harcadım, kimse de kusur aramadım.  

Öteden beri değer vereceğim insanları hep kendim seçtim. Hayal kırıklığı yaşamamak için hiçbir dostumun, arkadaşımın geçmişiyle, ne durumda olduklarıyla ilgilenmedim. Hep kendimde olandan, olanı verdim. Verirken de güzel anlamlar yükledim. Bunu fark etmeleri için olumsuzu çağrıştıran “hayır” kelimesine bile cephe aldım. Çünkü beni yetiştirenler böyle yetiştirmişti…

Okumaya devam et

Tesirsiz Sözler 5

Dün aynı manzarayı seyrettiğimiz yerleri dolaştım. Bugün de susuz pınarlarda kandırdığın mekâna, arabanın içinde sızıp kalana kadar baktım! Betonyurt denilen İstanbul’da!…

Ah Leylim… Ah benim kelamım, hitabım, canım, cananım, çiçeğim, kehribar gözlüm… Kendimi su bardağının içine istemeden düşmüş, çıkmak için can havliyle çırpınan bir sineğe benzettim uyanınca… Uyanınca, koltukta saç telini aradım. Dokunduğun, kokunun sindiği yerleri taradım… Deli oldum. Bilirsin, bir delide mantık olmaz, can korkusu olmaz. Hele hele hırs hiç olmaz. Seve seve, billahi döne döne razıydım senden… Ah bestem, güzelsin, özelsin, gizemlisin, gizemden doğan özlemimsin, sanki…
Şimdi Cemal Süreya’nın dediği: “Birbirimize birkaç adım mesafelerdeyiz aslında ama aramızda kilometrelerce gurur var.” dediği yerdeyiz maalesef…

Okumaya devam et

Tesirsiz Sözler 4

Soluk bir ten, asık bir surat, her şeye kayıtsız bir sıfat! Bugünün yüzü böyle… İçim, dışım buz gibi. Düşüncelerimde beliren şeyleri artık net bir şekilde seçemiyorum. Rabbim! Ne kadar güçsüzüm ne kadar aciz… Sigaram bitince yenisini yakabiliyor, iki satır klavyede yazabiliyorum… Bir bardak su içerken yoruluyorum. Kaplumbağa gibi sırtımda bir yavaşlık taşıyorum… Sanki, tıkır tıkır çalışan organlarım aniden duracak ve görenler beni hâlâ yaşıyor sanacak… sanki.

Okumaya devam et

Tesirsiz sözler 3

Bir insan olarak kendimden hiç bu kadar tiksindiğimi hatırlamıyorum… Evet! Senden, ondan, bundan, şundan, ırkçıdan, yalancıdan, talancıdan, düzenbazdan, fırsatçıdan, sahtekardan değil! Bizzat kendimden tiksiniyorum…

Bir insan olarak doğmuş olmaktan ve hâlâ yaşıyor olmaktan artık utanıyorum. İnanır mısınız, bunca yıllık ömrümde kendime hiç böylesi acımamıştım.

Okumaya devam et

Tesirsiz sözler 2

13 kişilik mülteci bir ailenin Fatih’te yaşadığı 55 metrekare yarı bodrum; küflü, nemli bir dairenin içi gibi kafam… Beynimde neler oluyor bilmiyorum ama kullanılmaktan saçaklanmış, pörsümüş bulaşık teli gibi. Hangi tarafından tutmaya, dokunmaya çalışsam parmağım öbür tarafına geçiyor… Oysa kırk iki senelik ahir ömrümde güzel şeyler olsun diye düşünmüş, hep güzellikler istemiştim.

Okumaya devam et

Tesirsiz sözler!

“Benim hiç gönlümü almadılar. Ben hep kendi kendime bir köşede affettim herkesi.” Nilgün Marmara

Herkesin önceliklerini şaşırdığı garip bir çağda yaşıyoruz. Adına yaşam denilecekse bu hayatın içinde yaşıyor olmak boğuyor artık beni… Kimileri kelinin, kimileri belinin, kimileri makamın, kimileri şanın, şöhretin, kimileri paranın, pulun peşinde at gibi koşturuyor… En yakınlarımız da değil! Sen, ben de değil! Yeryüzünde yaşayan insanlar zıvanadan çıkmış durumda. Sanki herkes birbirini delirtmek için yaşıyor bu hayatı…

Okumaya devam et